Hayaletler (B1-B2)

transkript

BİRİNCİ BÖLÜMİKİNCİ BÖLÜMÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Bugünkü konumuz HAYALETLER!

Hayaletler ölmüş insanların ruhlarıdır. Bazı insanlar onları gördüklerini söylüyorlar. Siz de onlardan biri misiniz?

Dünyanın birçok kültüründe insanlar ruhlara inanırlar. Onlara göre öldükten sonra ruhumuz yaşamaya devam eder. Bu konu sadece günümüzde tartışılmıyor, yüzyıllar önce de insanlar hayaletlere ve ruhlara inanıyorlardı.

Hayaletlerle ilgili birçok hikaye var. Hepimiz bugüne kadar mutlaka böyle hikayeler duyduk. Bu hikayelerden bazıları ilginç, bazıları ise korkutucu. Benim çevremde hayaletlere inanan ve inanmayan insanlar var. Herkes farklı şeyler anlatıyor. Bazıları ruhlara da hayaletlere de inanmıyor. Onlara göre ölümden sonra hiçbir şey yok. Sadece yok oluyoruz. İş arkadaşlarımdan biri bir gün bana şöyle demişti. “İnsanlar hayal kurmayı ve korkutucu şeyler dinlemeyi severler. Bu yüzden birbirlerine hayalet masalları anlatıyorlar. 21. yüzyılda böyle şeylere inanmak çok saçma.

Geçen gün kardeşimle hayaletler hakkında konuştum. Onun da bu konuda ilginç bir fikri var. Ona göre hayaletler aslında uzaylı ve uzaylılar bazen dünyamızı ziyaret ediyor. Bazı insanlar onları gördükleri zaman hayalet gördük diyorlar. Kardeşime göre hayaletler ölmüş insanların ruhları değil, başka gezegenlerden gelen misafirler.

İlginç değil mi? Dediğim gibi, herkesin bu konuda farklı bir düşüncesi var.

Bazı tanıdıklarım ise hayaletleri gördüklerini, hatta onlarla konuştuklarını söylüyor. Üniversitedeyken bir arkadaşım bana hayaletlerle konuştuğunu söylemişti. Çok şaşırmıştım. Bana şöyle demişti: “Pek çok kişi için hayaletlere inanmak zor. Çünkü hayaletler herkesle konuşmaz. Onları herkes göremez. Birçok kişi onları görmediği için hayaletlere inanmıyor. Bu çok normal. Sadece gören ve konuşan insanlar onların gerçek olduğunu bilir.

Ben de bugüne kadar hiç hayalet görmedim, ama hayalet hikayelerini dinlemeyi çok severim. Bu tür hikayeleri dinlediğim zaman hem heyecanlanıyorum hem de şaşırıyorum. Heyecanlanmak, şaşırmak, hatta bazen korkmak beni iyi hissettiriyor.

Peki, ben hayaletlere veya ruhlara inanıyor muyum? Bu soruya “evet” ya da “hayır” diyemem. Ben hayatta bir şeye inanırım: “Her şey mümkündür!”.

Bununla ilgili farklı kişilere sorular sorduk ve ilginç cevaplar aldık. Podcastimizin bu ikinci bölümünde sizlerden gelen cevapları dinleyeceğiz. Bakalım nasıl cevaplar aldık?

1. Hiç hayalet gördünüz mü? Hayaletlere inanır mısınız?

Çocukken birkaç kez görmüştüm ama büyüyünce bir daha hiç görmedim. Sanırım, çocuklar hayalet hikayelerinden daha çok etkileniyor. Aslında ben hayaletlere inanmam, ama hayalet hikayelerinden çok etkilenirim. Örneğin “Bu evde hayalet var.” derseniz, size inanmam, ama yalnız kaldığım zaman çok korkarım.

2. Hayaletlerden korkar mısınız?

Hayaletler herkesi korkutur, sadece beni değil, çünkü ölümü hatırlatırlar. Hepimiz ölümden korkarız. Ölümden sonra ne olacak, hiçbirimiz bilmiyoruz. Ancak bence hayaletler tehlikeli değil. Onlar insanlara saldırmazlar. Ben Tayvan’da yaşıyorum. Bu ülkede insanlar hayaletlere ve ruhlara saygı duyarlar, hatta onları memnun etmek için yemekler hazırlalar. Bence hayaletlerden korkmak için bir neden yok. Ben insanlardan daha çok korkuyorum (gülerek).

3. Neden bazı insanlar hayaletleri görüyor, ama başkaları görmüyor?

Bence bu kültürle ilgili. Eğer çocukluğunuzda hayalet hikayeleri duyduysanız büyüdükten sonra da onlara inanmaya devam edersiniz. Çocukken ailem veya arkadaşlarımdan hiç hayaletlerle ilgili hikayeler duymadım. Hayaletleri sadece filmlerde gördüm. Bazı arkadaşlarım hayaletlere inanıyor, çünkü onlar çocukluklarından beri bu hikayeleri duyuyorlar.

E: Merhaba değerli dinleyiciler! Yine bir Evet-Hayır oyununda birlikteyiz. Stüdyomuzda her zamanki gibi iki arkadaşımız var. Pelin ve Figen. Merhaba Pelin, merhaba Figen. Hoş geldiniz.

P/F: Merhaba/hoş bulduk.

E: Bu dördüncü oyunumuz. Oyunumuzun bir kuralı var. Evet veya hayır demek yasak. Hazırsanız başlayalım.

P/F: Hazırız.

E: Figen, seninle başlıyoruz. Konumuz hayaletler. Sen Tayvanlısın, değil mi?

F: Eeeee. Tayvanlıyım.

E: O zaman hayaletlere inanıyorsun.

F: Tayvan’da neredeyse herkes hayaletlere inanır.

E: Peki, hiç hayalet gördün mü?

F: Görmedim.

E: O zaman neden inanıyorsun?

F: Çünkü, onlar hakkında çok şey duydum.

E: Peki, hayaletlerden korkuyor musun?

F: Korkmuyorum. Çünkü bana görünmüyorlar.

E: Peki, görsen korkar mısın?

F: Hmm. Korkarım galiba.

E: Neden? Hayaletler insanlara zarar verir mi?

F: Evet, bazıları zarar verir.

E: Evet dedin, kaybettin, Figen.

F: (tepki sesi)

E: Güzel cevaplar verdin, ama şimdi Pelin’le devam ediyoruz. Evet, Pelin. Başlıyoruz. Sen de Tayvanlısın. Demek ki hayaletlere inanıyorsun.

P: İnanmayan insanlar da var, ama, doğru ben de inanıyorum.

E: O zaman aynı soruyu sana da soruyorum. Hiç hayalet gördün mü?

P: Görmedim, ama hissettim.

E: Nasıl yani?

P: Anlatmak çok zor, ama bir gün evde yalnızken onları hissettim.

E: Onlar mı? 

P: İki hayalet vardı.

E: Nasıl anladın?

P: Çünkü seslerini duydum.

E: Hayaletlerin sesini mi duydun?

P: Eeee… Konuşuyorlardı. 

E: Ne konuşuyorlardı peki?

P: Bilmiyorum. Seslerini çok iyi duyamadım, ama iki kişi vardı.

E: Korkmadın mı?

P: Çok korktum. Bu yüzden hemen telefonla annemi aradım.

E: O zaman gittiler mi?

P: Hayır, ama sustular.

E: Hayır dedin, Pelin, kaybettin. Ama hikayen çok ilginç. Devamını dinlemek isteriz.

P: Tabii. Telefonda anneme ”Evde hayaletler var.” dedim. O da bana ”Hemen evden çık.” dedi. Evden çıktım. O gece arkadaşımın evinde kaldım. Ertesi gün o evden taşındım, çünkü anneme göre hayaletler o evde yaşıyordu. 

E: Gerçekten ilginç bir hikaye… Evet. Bugünkü oyunumuz çok iyiydi. Arkadaşlarımız Figen ve Pelin’den güzel cevaplar aldık. Tabi oyunu yine bir kişi kazandı. Bakalım kim kazanmış. Evet, saatimize bakıyoruz. Pelin 60 saniye boyunca evet veya hayır demedi. Figen ise 40 saniye boyunca. Bugünkü oyunumuzu Pelin kazanıyor. Pelin’i tebrik ediyoruz. Figen sana da teşekkür ediyoruz.

P/F: Teşekkür ederim. Teşekkürler.

E: Evet, değerli dinleyiciler, bugün de bir oyunumuzun sonuna geldik. Hepinize iyi ve mutlu günler diliyoruz. Hoşça kalın! 

P/F: Hoşça kalın!