Yapay Zekâ (B1-B2)

transkript

BİRİNCİ BÖLÜMİKİNCİ BÖLÜMÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Bugünkü konumuz YAPAY ZEKÂ !

Dünya değişiyor. Özellikle son otuz yılda çevremizdeki her şey değişti. Sanki artık bambaşka bir dünyada yaşıyoruz.

Bugün akıllı telefonlar, akıllı arabalar, akıllı saatler, akıllı ev eşyaları hepimiz için normal. Bu ilginç teknolojilere artık alıştık.

Bütün bu teknolojik araçlar yapay zekâ ile çalışıyor. Yapay zekâ kısaca insan gibi düşünebilen akıllı bilgisayar teknolojisidir.

Tatilde kalmak için otel ararken, internette biriyle tanışırken, araba sürerken, adres ararken yanımızda hep yapay zekâ var. Daha da ilginci, yapay zekâ sadece biz ona soru sorduğumuzda bize yardımcı olmuyor, bize ne yapmamız gerektiğini de söylüyor.

Mesela geçen hafta internete bir ayakkabı gördüm. Ayakkabının fiyatını merak ettiğim için bir mağazanın internet sitesine girdim. Bilin bakalım, daha sonra ne oldu? Bir hafta boyunca bilgisayarımda, sürekli ayakkabı reklamları görmeye başladım. Evet, ve sonunda kendime bir ayakkabı aldım. Bu çok ilginç. Ben ayakkabı almayı düşünmüyordum, ama artık bir ayakkabım var.

Bilgisayarlarımızda ve telefonlarımızda kullandığımız uygulamaların hepsi yapay zekâyla çalışıyor. Böylece bu uygulamalar artık bizim bütün ihtiyaçlarımızı biliyor. Yapay zekâ bizim yerimize düşünüp karar veriyor. Biz de gidip onların bize söylediklerini yapıyoruz. Bu hem heyecanlı hem de biraz korkutucu.

Evet, teknoloji hayatımızı kolaylaştırıyor. Anne ve babalarımızın gençliğinde teknolojik araçlar sadece günlük ihtiyaçlarımızı kolaylaştırmak için vardı. Onlar bir yerden başka bir yere gitmek için arabaya biniyorlardı. Bir otel rezervasyonu yapmak için otele telefon ediyorlardı veya zamanı öğrenmek için saate bakıyorlardı. Kullandıkları araçlar şimdiki teknolojik araçlar gibi onlara akıl vermiyordu.

Biz de günümüzde araba, telefon ve saat kullanıyoruz. Ancak bir fark var. Bizim arabalarımız, telefonlarımız ve saatlerimiz akıllı. Evet, gerçekten akıllılar. Bu sabah ofisimde çalışırken akıllı saatimden şöyle bir mesaj aldım: “Çok oturdun. Biraz kalkıp yürümelisin!”. Gördünüz mü? Teknoloji sadece hayatımızı kolaylaştırmıyor, aynı zamanda bizi kontrol ediyor. Tabii, bu benim düşüncem. Herkesin bu konuda farklı görüşleri var.

Bununla ilgili farklı kişilere sorular sorduk ve ilginç cevaplar aldık. Podcastimizin bu ikinci bölümünde sizlerden gelen cevapları dinleyeceğiz. Bakalım nasıl cevaplar aldık?

1. Yapay zekâ teknolojisi hayatınızı kolaylaştırıyor mu?

Tabii ki kolaylaştırıyor. Bence yapay zekâ sadece bir teknoloji değil. Mesela televizyon, telefon bir teknolojidir, ancak yapay zekâ teknolojiden daha büyük bir şey. Bence 21. yüzyılda yaşadığımız için çok şanslıyız. Bizden önceki insanlardan daha rahat bir hayatımız var. Ve bu yapay zekâ sayesinde.

2. İnternet sitelerindeki reklamlar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Her yerde reklam görmekten sıkıldım. Bir video izlerken, şarkı dinlerken ya da telefonumda oyun oynarken sürekli reklam görüyorum. Ayrıca reklamlar sadece daha önce internette aradığım şeyleri göstermiyor. Bazen arkadaşlarıma bahsettiğim bir telefonun reklamı o gün bilgisayarda karşıma çıkıyor. Bu biraz korkutucu geliyor.

3. Yapay zekâ gelecekte insanlığı kontrol edebilir mi?

Yapay zekâyı insanlar yarattı. Onun görevi insanlara yardımcı olmak. İşleri kolaylaştırmak. Bence bunu fazlasıyla yapıyor. Ben yapay zekâdan korkmuyorum. Filmlerde yapay zekâ insanları kontrol ediyor, hatta insanlara zarar veriyor. Ama ben böyle bir şey olacağını düşünmüyorum.

E: Geldik podcast’imizin üçüncü bölümüne. Bu bölümde Türkçe öğrenen iki arkadaşımızla küçük bir oyun oynuyoruz. Merhaba Pelin, merhaba Figen. Hoş geldiniz.

P/F: Hoş bulduk.

E: Oyunumuzu biliyorsunuz. Ben size bazı sorular soruyorum. Siz de cevap veriyorsunuz. Ama “Evet” veya “Hayır” sözcüklerini kullanmıyorsunuz. 

P/F: Evet, biliyoruz. 

E: Peki, bugün Figen’le başlayacağız. Figen akıllı telefon kullanıyorsun, değil mi?

F: Tabii, kullanıyorum.

E: Kolundaki saat de akıllı mı?

F: Eee, o da akıllı.

E: Peki, neler yapıyor bu akıllı saat?

F: Çok şey. Her gün kaç dakika yürüyorum, kaç saat uyuyorum… Bunları gösteriyor.

E: Peki, telefon özelliği var mı?

F: Tabii, hem telefon edebiliyorum hem de mesaj gönderebiliyorum.

E: Sanırım, pahalı bir alet…

F: Evet, biraz pahalı.

E: Evet dedin, kaybettin. 

F:  (tepki sesi)

E: Şimdi Pelin’le devam ediyoruz. Evet Pelin, akıllı telefon mu yoksa akıllı saat mi? Sence hangisi daha akıllı?

P: Bence ikisi de aynı. Akıllı saatler de akıllı telefonlar da aslında aynı şeyi yapıyor.

E: Mesela?

P: Mesela, ikisiyle de internete girebiliriz, hava durumuna bakabiliriz.

E: Akıllı saatle fotoğraf da çekebilir misin?

P: Aa, doğru fotoğraf özelliği yok.

E: Peki, alışveriş yapabilir misin akıllı saatle?

P: Sanırım, alışveriş de yapılmıyor.

E: O zaman telefon ve akıllı saat aynıdır diyemeyiz.

P: Evet, sanırım haklısınız.

E: Evet dedin, kaybettin. 

P: (tepki sesi)

E: Evet, bakalım, kim kazandı. Saatimize bakıyoruz. Pelin 40 saniye boyunca evet veya hayır demedi. Figen ise 30 saniye boyunca. Bugünkü oyunumuzu Pelin kazandı. Tebrikler Pelin.

P:  Teşekkür ederim. 

E: Evet, bugünkü Evet-Hayır oyunumuzun sonuna geldik. Sevgili dinleyicilerimiz, size de teşekkür ediyor ve iyi günler diliyoruz. Hoşça kalın!

P/F:  Hoşça kalın!